BAĞLANTILAR
haberhan.com
GÜNDEM
Haberin Kaynağı
Çarşamba
ISLAMI OLCULER ICINDE ENISTE YEGEN BALDIZ ILISKISI NASIL OLMALIDIR YORUMLAR GORUSLER NELERDIR?
İslami ölçüler dahilinde enişte-yeğen ilişkisi enişte-baldız mesabesinden midir?
SORU:
İslami ölçüler dahilinde enişte-yeğen ilişkisi enişte-baldız mesabesinden midir?
Cevap
Teyze ve halanın eşi, ablanın eşi ile aynı konumdadır
“Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşin kızları, kız kardeşin kızları, sizi emziren (süt) anneleriniz, süt kız kardeşleriniz, kadınlarınızın anneleri ve kendileriyle zifâfa girdiğiniz kadınlarınızdan olup himâyenizde bulunan üvey kızlarınız size haram kılındı.
Fakat onlarla zifâfa girmediyseniz o hâlde (boşadığınız takdirde kızlarıyla evlenmenizde) size bir günah yoktur. Hem kendi sulbünüzden olan (öz) oğullarınızın hanımları ve iki kız kardeşi (nikâhınız altında) bir arada bulundurmanız da (size haram kılındı)! Ancak artık geçmişte olanlar müstesnâ. Muhakkak ki Allah, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir.” (Nisa, 23)
Yine “iki kız kardeşi birlikte almanız da (size haram kılındı.) Ancak geçmiş olan müstesna.”
İlim adamları icma ile şunu kabul etmişlerdir: Koca hanımını ricat yapma (geri dönmemek, vaz geçmemek) imkanı bulunmayan bir şekilde boşamış olduğu taktirde, hanımının kız kardeşini nikahlayabilir. Bu görüş Ata’dan rivayet edilmiştir. (El Cami'ul-i Ahkam’il Kur'ân)
Tefsirden de anlaşılacağı üzere; enişte esasen kız kardeşin kocası olduğundan ve evlilik müddetince kız kardeş nikah altına alınamayacağından yani nikah düşmediğinden dolayı arada geçici mahremiyet bulunur. Fakat eniştenin yanında bulunulduğu vakitlerde edeb ve hayaya dikkat etmek gereklidir. Eniştenin yanında nasıl durulması gerektiğini ise şu hadis-i şeriften anlıyoruz:
Hz. Aişe (ra) anlatıyor:
“Esma Bintu Ebu Bekr (ra) üzerinde ince bir elbise olduğu halde Resulullah’ın (asm) huzuruna girmişti. Rasulullah (asm) ondan yönünü ters çevirmiş idi:
“Ey Esma! Kadın hayız yaşına girdi mi ondan sadece şunun şunun dışında hiçbir yerinin görünmesi caiz değildir!” dedi ve yüzü ile ellerini işaret etti. (Ebu Davud)
Abdullah b. Mesiemete'I-Ka'nebi rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Mâlik, Ebu'z-Zinat'dan, o da A'rac'dan, o da Ebû Hüreyre'-den naklen rivayet etti. Ebû Hüreyre şöyle demiş :
"Bir kadınla halası ve yine bir kadına teyzesi bir nikâh altında toplanamaz." (Sahih Müslim)
Bu hadis-i şeriften de anlaşıldığı üzere bir erkek iki kız kardeşi aynı anda nikahında bulunduramadığı gibi teyze-yeğen ya da hala-yeğeni de aynı zamanda nikahı altında bulunduramaz. Ablanın eşi ile teyze ve halanın eşleri bir kadın için aynı konumdadır. Dolaysıyla enişte için olan ölçüler onlar için de geçerlidir.
Mevzu ile ilgili bir hadise
Hz. Hamza'nın kızı Umâra (ra) kaza umresinden dönüş sırasında uzaktan Allah Rasûlü'nü görmüş peşlerine düşerek arkasından: "Amca amca!" diye seslenerek koşmuş, onu gören Hz. Ali tarafından alınarak Hz. Fatıma'nın hevdecine oturtulmuş ve ona teslim edilmiştir.
Aynî'nin zikrettiğine göre; Medine'ye gelindiğinde Ali (ra), Cafer (ra) ve Zeyd İbn Hâris'den (ra) her biri Umâre'yi yanına almak istemişler ve aralarında paylaşmakta zorlu çekmişlerdir.
Ali (ra): "O benim amcamın kızı, Allah Rasûlü'nün kızı benim nikâhımda. Onu yanına almaya o daha hak sahibi olmalıdır" demiştir. Bu sözüyle Umâra'nın Fâtıma'nın yanında yetişmesinin daha doğru olacağına dikkat çekmiştir.
Ca'fer (ra): "Benim hem amcamın kızı, hem de hanımım onun teyzesi" diyerek kendi bağlarının daha güçlü oluşunu vurgulamıştır.
Zeyd İbn Harise (ra) ise Allah Rasûlü'nün Hz. Hamza ile kardeş ilan ettiği kimsedir. "O benim kardeşimin kızıdır. Ben bakmalıyım" diyerek bunu kardeşine vefasının bir gereği saymış, onun için de ısrar etmiştir.
Allah Rasûlü (asm): "Teyze, anne makamındadır" buyurarak Umâre'yi Ca'fer'e yani teyzesi Esmâ Bint Umeys'in (ra) yanına vermiştir. (Ebu Davud, Talak)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder