BAĞLANTILAR
haberhan.com
GÜNDEM
Haberin Kaynağı
Pazar
Hande Kazanova kimdir hayati biyografisi astronomiyle olan ilgisi nasil basladi
Hande Kazanova
Doğum Yeri : İzmir
Doğum Tarihi : 1973
Eğitimi : Lisans
İlkokulu Karşıyaka’daki Alaybey İlkokulu'nda, ortaokul ve liseyi İzmir Özel Fatih Koleji'nde okudu.
1992 yılında İstanbul Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü'nü kazandı. İktisat bölümünü kazanmadan hemen önce çok sevdiği bir arkadaşının ondan habersiz doldurduğu formlarla katıldığı Yeni Asır Fuar Blendax güzellik yarışmasında üçüncü oldu.
1993 yılında Star Güzellik Yarışması'nda sonradan ilan edilen dördüncülük ünvanı, aynı yıl Japonya’da yapılan Miss International Yarışması'nda ilk 10'a girdi. Geri döndükten sonra bir yandan modellik,diğer yandan okul derken 1995 yılında Kanal 6'dan gelen teklifle sunuculuk hayatına adım attı.
Müzik Kutusu, Sizin İstekleriniz, Tele Yarış isimli programlarla Kanal 6’da çalıştıktan sonra gelen güzel bir teklifle Genç TV bünyesine dahil oldu. Genç TV’de sunuculuğunu ve vücut dilini daha da geliştirmek adına Diyalog’un oyunculuk ve spikerlik kurslarına katıldı. Ayrıca TRT İstanbul Radyosu'ndan Nedim Erağan’dan dersler aldı.
1997 yılında Sevgi Sözcükleri isimli programı yaparken Kandemir Konduk’un tanışmaya çağırmasıyla oyunculuk kariyeri başladı.
2000 yılında ATV’den gelen teklifle Şafak Karaman’la beraber hazırlayıp sunduğu Pop 40 isimli program çok ses getirdi. ATV bünyesine dahil olan Kiss TV’ye geçişi bu programdan sonra oldu. Sırasıyla Eko TV ve Best TV’de de programlar hazırlayıp sundu. Yine 2000 yılında Altın Portakal Film Festivalini Berhan Şimşek’le beraber sundu.
2002 yılının sonlarında, Kurtlar Vadisi dizisinin yapımcısı Osman Sınav ve senaristleriyle tanıştı ve Avukat Canan rolünü kaptım.
Kurtlar Vadisi'nin bitiminden 8 ay sonra, 2007’nin Eylül ayında Yanık Koza isimli televizyon dizisinden teklif aldı. Suna karakteriyle diziye dahil oldu. Bu arada festival ve özel gecelerde sunuculuk yapmaya devam etti.
Yanık Koza’dan sonra, 2008 yılında Sıfır Noktası isimli bir TV filmindeki Didem rolüyle yeniden sevenleriyle buluştu. Uludağ’da çekimleri yapılan film, tamamıyla dışarıda, karlar arasında geçiyordu.
İktisatla başlayan, oyunculuk ve astrolojiyle süren sıra dışı bir kariyer: Hande Kazanova
Matematik tutkunuydu, iktisat eğitimi aldı, kariyerini oyunculukla devam ettirdi ve Yeni Aktüel dergisinde astroloji yazıyor. 1993 Türkiye güzellik yarışmasında final derecesi de bulunan başarılı oyuncu Hande Kazanova ile bu renkli kariyeri üzerine söyleştik.
Kariyer planlarının neredeyse ilkokul çağlarından başlatıldığı günümüzde, hangi mesleğe sahip olup, nerede, nasıl bir pozisyonda çalışmak istenildiğine kadar detaylı
rotalar çizilmeye çalışılsa bile, hayat gemisi her zaman planlanan rotada gitmiyor. İçten gelen bir ses ya da bir anda karşınıza çıkan bir fırsat ya da teklifle birden yaşamın seyri değişiyor.
Başarılı oyuncu Hande Kazanova da, bir matematik tutkunu olarak kendi kariyer planını yaparken, karşılaştığı fırsatlar ve tekliflerle bambaşka bir dünyanın içinde buluyor kendisini.
Hande Kazanova’nın bu renkli kariyer öyküsünü kendisinden dinledik…
İzmirlisiniz ve 1992 yılında iktisat eğitimi almak için İstanbul’a geliyorsunuz. İktisat okumaya nasıl karar verdiniz?
Kolejde okurken matematik bölümü öğrencisiydim. Lise yıllarında hep teşekkür belgesiyle geçen bir öğrenciydim. Keyif alırdım ders çalışmaktan. Sosyal derslerden tarih, coğrafyadan çok fazla bir keyif almazdım. Biyoloji, kimyayı çok, fiziği ise orta derecede severdim, matematiğe ise tutkundum. Sadece iktisat değil, mühendislik bölümü alanlarıyla da ilgili bir sürü seçeneğim oldu ama o zamanlar üniversite sınavlarında bir sürü seçenek yazıyordunuz ve hangisine puanınız yeterse o bölümde okumaya hak kazanıyordunuz. Bunların içinde işletme vardı, iktisat vardı, bilgisayar mühendisliği, diğer mühendislikler de vardı. Ağırlıklı olarak 9 Eylül ve Ege Üniversitesi yazmıştım, sadece iki tercihim İstanbul İktisat ve İstanbul İşletmeydi. Gelmek varmış kaderde.
Hande Kazanova, Businews röportajıLisans eğitiminizi tamamladıktan sonra neden okuduğunuz bölümle alakalı bir yerde çalışmadınız, başka alanlara yöneldiniz?
Aslında planımda bölümümle ilgili bir alanda çalışmak vardı. İlk başta fotomodellik, sunuculuk işlerini hobi olarak düşündüm. Tamamen kendi paramı kendim kazanayım, aileme yük olmayayım diye yaptım. Ama baktım ki içimde başka bir ateşi canlandırıyor. O nedenle de ilk başta hobi olarak yaptığım iş benim mesleğim olmaya başladı. Ve sonraları da iktisat ile ilgili bir alanda çalışmadım.
Kariyer planınızı ne zaman yapmaya başladınız?
Beni biraz tesadüfler, aslında tesadüf diye bir şey yoktur ama, o günün şartları beni bugünkü noktaya getirdi. Aslında çok da programlanmış bir kariyer planım olduğunu düşünmüyorum. Çünkü olmuş olsaydı o günkü aklımla daha farklı bir eğitim almayı düşünürdüm. En azından konservatuar eğitimi alıp oradan yoluma devam etmeyi düşünürdüm. Ama o dönem şartlar öyle gerektirmedi. Gaye Sökmen fotomodellik, mankenlik ajansına girmiştim. Bir yandan modellik yapıyordum. Bir gün telefon geldi Kanal 6’da sabah ve müzik programı sunacak sunucular aranıyor diye. Gaye abla ile de oturup konuştuk: ‘Senin çok düzgün bir diksiyonun var git bir görüş, daha sonra ses, nefes, artikülasyon konularında eğitim alırsın’ dedi. Ben de gittim, o kadar kişi arasında beni seçtiler ve böylelikle sunuculuk hayatıma başlamış oldum. TRT İstanbul Radyosu’ndan Nedim Eran’dan ses, nefes, artikülasyon dersleri aldım. Televizyonda bir canlı sohbet programının sunuculuğunu yaparken Kandemir Konduk’un keşfetmesiyle oyunculuğa başladım. O nedenle Kandemir Konduk’un hakkını ödeyemem, bana bir fırsat verdi. Çok acayip ve çok güzel bir meslek olduğunu gördüm oyunculuğun. Orada 40 tiyatrocuyla aynı ortamda çalışmak ve onlardan her gün yeni bir şeyler öğrenmek çok güzel bir deneyimdi. Daha sonra haber spikerliği, sunuculuk ve tiyatro eğitimi aldım. Böylece oyunculuk kariyerim başlamış oldu. Fiziğimin, görüntümün, yeteneğimin el verdiği ölçüde de oyunculuğa devam etmek istiyorum, 50 yaşında da bir karakter oyuncusu olmak isterim.
Bir güzellik yarışmasında dereceye girmiştiniz... Bunun bugünkü kariyerinizde bir etkisi olduğunu düşünüyor musunuz?
Güzellik yarışmasındaki derecemin tamamen yaptığım sanat işinde belirli noktalarda yararı oldu. Ama bugünkü aklım olsa yarışmaya girmezdim. Çünkü bunu hep söylerler ama güzelliğin göreceli olduğunu düşünüyorum. O yıl yarışmaya katılanlar içerisinde ilk 20 ye kalan insanlar içerisindeki en güzel bayanlardan birisiniz. Türkiye’de de güzel olduğunuz zaman güzellik bazen aklınızın önüne geçebiliyor. Bakın ben sadece güzel değilim, akıllıyım, bunları da yapıyorum diyebilmek için çırpınmanız başlıyor. O anlamda biraz zor olduğunu düşünüyorum. Bugün benim bulunduğum duruma bir faydası var mı derecemin diye şöyle bir baktığımda, çok da olmadı diyebilirim.
Astrolojiye ilginiz nasıl başladı?
Astroloji ile 15 yaşından beri çok ilgiliydim. Herkesle ortak bir çıkış noktam olmuştur. 12 tane burç var ve niye bu kadar sınırlı, acaba bunun da ötesinde bir şeyler olabilir mi diye meraklanırdım. Daha sonra yabancı kaynaklı dergi ve kitaplar okuyunca çok büyük bir alan olduğunu gördüm. Ama gerçek anlamda astrolojiyle buluşmam 1999 yılında yaşadığımız o korkunç depremden sonra oldu. Çünkü o zamana kadar amatörce uğraşıyordum. 1999 yılında ev arkadaşım Dilek’le birbirimize ağustos ayında bir şey olacak bir şey olacak diyoruz. Hakikaten bir şey olduğunu gördükten sonra astroloji insanların gidişi yolunda birtakım işaretleri verebilir mi diye bir merak başladı. O zamanlar Hakan Kırkoğlu’nun yurtdışında eğitim aldıktan sonra burada bir dernek kurduğunu ve astrolojiyle ilgili çalışmalar başlattığını öğrendim ve hemen soluğu onun yanında aldım. Ve orada eğitimimi almaya başladım. İlk 2 yıl temel eğitim, temel açılar, astroloji nedir, gezegenler, açı kalıpları gibi eğitimler vardı. 2. yılda ise yazılı ve sözlü olarak girdiğiniz bir sınav var o sınavı da geçtim ve daha sonra klasik astroloji eğitimi aldım. 3. yılın sonunda Öner Döşer’den de eğitim almaya başladım. Hala boş zamanlarda tamamlamak istediğim şeyler var onlar üzerinde çalışıyorum.
Amerika ve Avrupa’da bilimsel olarak bu yöntemin kullanıldığını biliyoruz. Neler görülebiliyor yıldız haritalarında?
Şimdi 12 tane eviniz var astrolojide. Bu 12 evin açılımları vardır. Her bir ev belirli meslekleri ve olayları teslim eder. Gezegen yolunun nerde olduğuna bakmak lazım. Örnek veriyorum, 8. Ev ölümlerle ilgilidir. Dönüşümlerin olduğu bir alandır. Kazaları, ölümleri temsil eder ama aynı zamanda başkalarının mal varlıkları ve kaynaklarını da temsil eden bir alandır. Bunun içine vergi, kredi, borç alacak girer. O alanda benim yoğunluğum var. Aynı zamanda da başkalarının kaynakları olduğu için ekonomi eğitimini de temsil eden bir alan. Bu arada Mars’ım 3. Ev’de, edebiyatla, sanatla, yazı yazmakla sözlü iletişim ile ilgili bir alan. Bir yandan sunuculukla da ilgilendim. Marsımın orada olması onu tetikliyor. Güneş üçgeni de insanlar tarafından tanınmayı meydana getiriyor.
Öğrencilerin kariyer planlarını yaparken, kendilerini tanımak, anlamak adına astroloji biliminden faydalanmaları etkili olur mu?
Eski yüzyıllarda astroloji ile astronomi dersleri birlikte okutulurmuş, üniversitelerde kürsüleri varmış. Astroloji aslında bir fal değil, insanın kendini anlaması için, kendi potansiyelini, arzularını, dürtülerini iyi görüp bunları törpüleyebilmesi için güzel bir alan. İnsan sadece bir kere bile olsa kişisel yıldız haritasına baktırmalı. Sen bir alanda çabalıyorsun ama o alanda çabalamak için neleri yapıyorsun, neleri yapmıyorsun? Ya da hangi donanıma sahipsin ya da değilsin? İnsanın kendini tanıması için hakikaten çok güzel bir ilim. Bu açıdan genç arkadaşlarımız değerlendirebilirler. Ben biraz geç yakalamış oldum bu şansı. O nedenle onlar genç ve en azından bir noktada astrolojiye şöyle bir göz atabilirler. Yani 12 burç deyip yüz çevirmesinler. Dışarıda bu işi şarlatanlıkla yapanların peşinden gitmesinler. Yurt dışında kişi işe alınırken bütün elamanların burçları, ne gibi karakter özelliklerine sahip oldukları astrolojik haritalarından belgelerine yazılıyor. Çok önemsediklerini biliyorum. Borsada kullandıklarını biliyorum. Benim bir sonraki isteklerimden biri ekonomi, iş astrolojisini Türkiye’de yaygınlaştırmak.
“Kariyeriniz için yıldız haritanıza mutlaka baktırın”
“Eski yüzyıllarda üniversitelerde astroloji ile astronomi kürsüleri varmış. Astroloji aslında bir fal değil, insanın kendini anlaması, kendi potansiyelini, arzularını, dürtülerini görebilmesi için güzel bir alan. İnsan sadece bir kere bile olsa kişisel yıldız haritasına baktırmalı. Astroloji, insanın kendini tanıması için hakikaten çok güzel bir ilim.”
Astroloji nedir?
Astroloji, gezegen ve yıldızların insanların üzerinde var olduğu belirtilen etkisini yorumlayan bir bilim dalı. İnsanoğlunun yazılı tarihinin başından beri var olan astroloji, bilimlerin en eskileri arasında gösteriliyor. Astroloji'nin temelinde sembollerle akıl yürütme ve tümevarım bulunuyor. Diğer pek çok bilim dalıyla bağlantısı olan astroloji sayesinde, doğum haritasının yorumlanmasıyla insanın kişiliği, hayatı, keşfedilmemiş potansiyelleri, kökleşmiş alışkanlıkları, fiziksel problemleri, yetenekleri ve ilerleyen zamanlardaki dinamizmi tespit edilebiliniyor. Astroloji insan yaşamındaki dönemleri inceler, fırsat alanlarını, şanslı zamanları, doğum haritasında bireyi kısıtlayan, zorlayan alanları, gecikmeleri gösterir. Gezegenlerin iyi açılar yaptığı şanslı dönemler ya da zorlayıcı etkiler yaptığı dönemlerde gösterilecek çabayla farklı bir enerji ve güç ortaya çıkarılarak önemli başarı ve kazanımlar elde edilebilir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder