Çarşamba

ALKOLLU PARFUM DEODORANT SPREY ROLON KULLANMAK DINEN MAHZURLU MUDUR CAIZ MIDIR? VUCUDUMUZA SUREBILIR MIYIZ?



Alkollü parfüm kullanmak caiz midir?

Alkollü parfüm, deodorant veya kolonya kullanmak caiz midir? Vücudumuza sürebilir miyiz?

CEVAP:

Alkollü parfüm, deodorantların kullanılmasında, vücuda sürülmesinde bir sakınca yoktur. Fakat namaz kılanın, bedeni, elbisesi ve namaz kılacağı yer temiz olması gerekir.

Şu ayetten ise şarap ve emsalinin -ki bunun içine alkol de girer- temiz olmadığını yani necis olduğunu anlıyoruz.

“Ey îmân edenler! Şarab, kumar, dikili taşlar (putlar) ve fal okları ancak şeytanın işinden bir(er) pisliktir; öyleyse ondan kaçının ki kurtuluşa eresiniz.” (Maide, 90)

Sarhoş edici sıvılar necistir. Zira Cenab-ı Allah, hamrı (şarabı) “rics”, yani pislik ile adlandırmıştır. Rics ise necis şey demektir. Sarhoş edici her sıvının hamr olarak kabul edilmesi, Müslim’in rivayet ettiği şu hadisi şeriften ötürüdür:

“Her sarhoş edici şey hamrdır. Her sarhoş edici şey haramdır” (Müslim)

İslam bilginlerinin büyük çoğunluğuna göre de şarap necistir. Alkolün de sarhoş edici etkisi olduğuna göre alkol hamr ve haramdır, necistir.

Namaz kılanın bedeninde, elbisesinde ve namaz kılacağı yerdeki necaseti gidermek vaciptir.

Necasetler hakkında mezheplerin görüşleri şöyledir:

Malikî mezhebine göre; Necasetin giderilmesine ilişkin iki meşhur kavil (söz) vardır:

1- “Necaseti gidermek, namazın sahih olabilmesi için şart olduğundan vaciptir.

2-“Necasetin giderilmesi sünnettir.”

Sünnet veya vacip olmasının şartı; namaz kılanın kendisinde necaset olduğunu hatırlaması ve onu gidermeye muktedir olmasıdır. Üzerinde veya kıldığı yerde necaset bulunmasına rağmen namaz kılmış, bu necaseti önceden gidermeyi unutmuş veya gidermekten aciz kalmışsa namazı her iki kavle göre de sahih olur. Ama üzerinde veya kıldığı yerde necaset olduğunu bilip de kasıtlı olarak kılarsa veya haberi yoksa birinci kavle göre namazı batıl, ikinci kavle göre ise sahihtir. Birinci kavle göre namazı batıl olduğu için aynı vakitte veya başka bir zamanda mutlaka yeniden kılması gerekir. İkinci kavle göre de yeniden kılması iyi olur.

Hanefî mezhebine göre; “Necaset-i Galiza” ve “Necaset-i Hafife” olmak üzere iki kısma ayrılır.

Necaset-i Galîza: Pisliği hakkında şer'î bir delil bulunup, aksine başka bir delil bulunmayan necasettir. (Şarap ve emsali buna dâhildir)
Necaset-i Hafîfe: Murdar (pis) olmadığı rivayet edilen şeydir. (Eti yenen hayvanların idrarları gibi)

Necaset-i Galîza şu hususla afva uğrar:
1-Dirhem (şimdiki üç gram ağırlık) miktarı kadar olan necaset-i galîza
2-Tartılabilen yoğun necasetlerden yirmi kırat (dirhemin on altıda biri) kadar olanı
3-İnce necasetlerden de el ayası kadar olanı

Bunu üzerinde taşıyanın namazı sahih fakat tenzihen mekruh (nehyine dair şer'î bir delil olmamakla beraber işlenmesi çirkin görülen iş) olur. Tahrimen mekruh (harama yakın iş) olması söz konusu değildir. Zira bu miktar necasetin muaf sayılması, günah durumunun ortadan kalkmasını gerekli kılar. Evet, dirhem miktarı necaseti gidermek, daha az miktarda olanı gidermekten daha kuvvetlidir. Hanefîlerin meşhur kavline göre tahrimen mekruhtur.

Şafii mezhebine göre; Normal gözün görmediği necaset, necaset-i galiza dahi olsa muaftır. (Yani necasetin olduğundan habersiz olmak)

Hanbeli mezhebine göre ise; Necaset az miktarda ise muaftır. Azlığı, insan baktığında kendi kendine: “Bu azdır” dediği bir miktar olarak tanımlanmıştır. (Dört Mezhebe Göre İslam Fıkhı)

Muhammed Hamdi Yazır bu hususta şöyle demiştir; “İslâm dininde genel olarak sarhoşluk veren şeylerin, sarhoşluk verici olarak kullanılmaları haram; fakat üzüm şarabı aynen ve mutlak olarak haramdır. Ve bunu inkâr eden kâfirdir. Üzüm şarabının ve bundan yapılmış olan sarhoşluk verici şeylerin, bizzat kendisi necistir. Öbürlerinin ise necis olması şüphelidir. Mesela üzerine şarab, şampanya, rakı, konyak dökülmüş olanlar, her halde yıkamadıkça namaz kılamazlar. Fakat üzüm şarabından yapılmış olmayan ispirto, bira ve diğer sarhoşluk verici şeyler içilemezse de elbiseye veya bedene sürülmesi de namaza engel olur diye iddia edilemez.” (Hak Dini Kur’an Dili)

Âlimlerden bazıları necaset bulunduğu halde (ki alkol de necistir) namaz kılmaya cevaz vermişlerse de, elbette takva ekseriyete tabi olmaktır ve ekseriyete bakılınca en doğru olanın gücünün yettiği kadar temiz bir şekilde namaz kılmak olduğu aşikârdır. Gücünün yettiğince haram ve şüpheli şeylerden kaçınmanın ne kadar önemli olduğu da şu hadisten anlaşılıyor;

İbn-i Abbas’tan (ra) rivayetle:

“Her şeyin bir temeli vardır. İmanın temeli haram ve şüpheli şeylerden titizlikle kaçınmaktır…” (Cami’üs-Sağir)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder